4 Kasım 2012 Pazar

Tatil Günlüğü♥ -1 ve 2. günler


Merhaba LKD prensesleri, Katy geldii♥

Sizlere Sharpay'le çıktığımız en son tatilden biraz bahsetmek istiyorum. Belki, bize komik gelen olaylar size de komik gelir. Eğleniceğinizi düşündüğüm bir kaç macerayla tatil anılarımızı anlatmaya başlıyorum..

Tatil yapacağımız otele varmadan önce maceralarımız başlamıştı zaten. Sharpay, yolculuğa çıktığımızda uyuyormuş -saat çok erkendi, sabahın 4'ünde yola çıkmıştık- o yüzden ilk 10, 15 dakika uyanmasını beklemiştim ve farklı arabalardaydık. Tabiki Sharpay uyandığında, anneleri hemen bizi arayıp "Katy bizim arabaya gelsin" demişler. Bu şekilde araba maceramız başlamış oldu. 
Saç modelimi yeni değiştirmiştim. Jessie J gibiydi saçlarım. Kahküllü falan. Sharpay beni o şekilde ilk kez gördüğü için uzun uzun incelemişti saçlarımı:)  Her neyse, otele vardığımızda hemen odamıza çıkıp önce çabuk çabuk bavulları yerleştirdik sonra Sharpay'le ortalığı, havuzları incelemeye başladık. 
Biraz yürüdükten sonra ilginç bir yere denk geldik. Her buluştuğumuzda bir macera yaşarız biz, burasıda maceramızın başlayacağı yerdi. Gerçekten tüyler ürpertici bir görünümü vardı. Yazın ilk ayı olmasına rağmen, orada gerçekten soğuk rüzgarlar esiyordu. Terk edilmiş bir çocuk parkıydı. Etrafa saçılmış oyuncaklar, boyalar, şapkalar ve daha bir sürü şey vardı.. İşin garip tarafı ise, kapının tamamen kilitli olması ve kapıdaki tabelada "GİRMEYİNİZ" yazmasıydı. 
Her seferinde olduğu gibi burayı da merakla incelemeye başladık. İçeri girmek çok zordu.  Ya çitlerin, ya da kapıya tırmanıp üzerinden içeriye atlamak gerekiyordu girebilmek için. Kapıyı biraz zorladık ama açmayı başaramadık.
Biraz sonra annelerimiz merak etmesin diye buradan uzaklaştık. Giderken sürekli çocuk parkından bahsediyorduk, burası bizi meraklandırmış ve heyecanlandırmıştı. Bu günden itibaren "elektronik günlük" çekmeye başladık.
 --
Tatilin ikinci günü yine oraya gittik. Ve giderken çok ilginç bir şey oldu. Parka yaklaştığımızda yolun kenarındaki ağaçlardan birinden bir anda, karşıya doğru bir top fırladı! Ama etrafta hiç çocuk yoktu. Önce korksak bile sonra gidip ağaçların arkasına baktık. Kimse yoktu. Hiç kimse. Kendi adıma konuşuyorum, kalbim çok hızlı çarpmaya başlamıştı. Eminim Sharpay'in kalbi de hızlanmıştır. Düşününce, ağaca bir top takılmıştır ve rüzgar eserkende yere düşmüştür açıklaması aklınıza gelebilir. En mantıklı açıklama bu zaten. Ama yine bir sorun var. Top, yere doğru değil karşıya doğru fırladı. 
En fazla 40 saniye sonra cesaretimizi toplayıp baktık. 40 saniyede nereye kaybolabilir ki çocuklar? Üstelik saklanacak hiçbir yer yokken. Hatta kanıtımız bile var çünkü elektronik günlüğü çekerken yaşandı bu olay. Fakat komik çıktığımzdan dolayı o videoları yayınlamak istemiyoruz.

Bu olanları unutmak için biraz havuza girmeye karar verdik. Kapalı havuza girdik çünkü açık havuzun suyu çok soğuktu -ki bunu ben söylüyorsam gerçekten soğuktur çünkü ben kışın bile neredeyse son seviye soğuk suyla yıkanan birisiyim-. Açık havuza girersek üşütebilirdik ve tatilimizin böyle mahvolmasını istemiyorduk. 
Havuzda şezlonga uzanmış ve üstünü örtmüş kilolu bir kadın vardı. Çok komikti. Hiç kıpırdamadan sadece yatıyordu. Sanırım uyumuştu ve o kadına "Ölü Kadın" lakabını takıp bütün gün havuzda ona kıkırdadık. Ayrıca Sharpay, havuza yanlışlıkla gözlük, saat ve bileziklerle atlamıştı. Ona da çok gülmüştük. 
Havuzdan çıktıktan sonra hamama gittik. Orası bana çok sıcak gelmişti ve en soğuk suyla yıkanmıştım. Hamamda soğuk suyla yıkanan tek kişi benim sanırım.  Hamadan çıkmadan önce, gelenler için küçük bir süpriz hazırladık. Ben tasların yarısına çok soğuk, Sharpay de diğerlerine kaynar su koydu. Gelenler de hazır su bulup hemen onlarla yıkanmıştır umarım. Eminim sonra yıkandıklarına pişman olmuşlardır. Sonra Sharpay'le küçük bir kaçamak yapıp, buhar odasına da girdik. Ve buharlaşmadan kendimizi odadan dışarı attık. Az kalsın ölüyorduk ya da biz öyle sandık.
Akşam lobide asansöre binen insanlarla çok eğlendik. Asansöre tam bindiklerinde ve kapılar kapandıktan hemen sonra asansörün düğmesine basarak onları geri çağırdık ve tekrar kapı açılında insanların suratları görmeye değerdi. Bunu sürekli tekrarlayıp duruyorduk. Ancak orada kamera olduğunu fark ettiğimiz de bizim suratımız da görmeye değerdi. 
5. kata Sharpay'le birlikte bütün tuşlara basarak çıkmıştık. O sırada asansörün içine tanımadığımız bir çocuk bindi ve ben hemen asansörden atlayarak Sharpay'le o çocuğu asansörde bırakıp, onları yukarı kata gönderdim. Sharpay şok olduğunu söylemişti bana. Sonra hemen benim olduğum katın tuşuna basarak  tekrar yanıma geldi. Geldiğinde bana kızdı. Çocuk asansörün içinde kalmıştı, o inmedi çünkü zaten yukarı çıkmak istiyordu. Bizde aşağı inecektik. Asansörün kapıları kapandığında asansör inmeye başladı zannettim ve tekrar çağırma tuşuna bastım. Ama aslında asansör tam olarak inmediği için kapılar tekrar açıldı. Çocuk bu sefer daha da şaşırmıştı ve ben gülmekten ölmek üzereydim. Elektronik günlüğü bu günde çektiğimiz için çocukla röportaj yapmak istedik ama her yere bakmış olmamıza rağmen onu bulamadık. Kesin bizden çok korktuğu için tabanları yağlayıp otelden kaçtı:)


Kendinize iyi bakın. Lucky Kalıın.Xx

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder